Core Web Vitals Sınır Değerleri Nelerdir?

Largest Contentful Paint (LCP) – En Büyük İçerik Boyama Süresi

Largest Contentful Paint (LCP), bir web sayfasında en büyük içerik öğesinin ne kadar sürede yüklendiğini ölçen temel bir kullanıcı deneyimi metriğidir. Özellikle sayfanın görsel olarak yüklenme hızını yansıttığı için Google tarafından oldukça önemli görülmektedir. Peki, ideal LCP değeri nedir?

Google’a göre iyi bir LCP değeri 2.5 saniyenin altında olmalıdır. 2.5 ila 4 saniye arası iyileştirme gerektirir, 4 saniyenin üzeri ise zayıf olarak değerlendirilir. Bu sınırlar kullanıcıların bir sayfayı ne kadar hızlı algıladığını ve içeriğe nasıl tepki verdiğini doğrudan etkiler.

Örneğin, bir e-ticaret sitesine gelen kullanıcı ürün görselini 5 saniyede görebiliyorsa, bu durum hemen çıkma oranlarını artırır ve dönüşüm oranlarını düşürür. Sitenizdeki hero görseli, başlık veya büyük bir blok içerik LCP skorunu etkileyen başlıca öğelerdir.

Kurumsal web siteleri için bu metriğin önemi büyüktür. Çünkü hızlı açılan sayfalar kullanıcıların güvenini artırır ve markanın dijital itibarı için pozitif bir algı oluşturur. LCP değerlerini iyileştirmek için sunucu yanıt süresini azaltmak, önemli kaynakları önceliklendirmek ve görsel optimizasyonu sağlamak gibi yöntemlere başvurulmalıdır.

First Input Delay (FID) – İlk Giriş Gecikmesi

First Input Delay (FID), bir kullanıcının sayfa ile ilk etkileşim kurduğu andan, tarayıcının bu etkileşime yanıt verdiği ana kadar geçen süreyi ölçer. Başka bir deyişle, bir düğmeye tıkladığınızda ya da bir menüye dokunduğunuzda sayfanın tepkisinin gecikmesini gösterir.

FID için Google’ın belirlediği ideal sınır değeri 100 milisaniyenin altıdır. 100 ile 300 ms arası geliştirme gerektirir; 300 ms üzeri ise kötü performans olarak yorumlanır.

Özellikle mobil kullanıcılar için bu metrik son derece önemlidir. Telefonla siteye giren biri bir butona bastığında sayfa tepki vermezse, kullanıcı deneyimi olumsuz etkilenir ve güven kaybı yaşanabilir. Bu da SEO performansının düşmesine ve marka algısının zarar görmesine neden olur.

Peki bu gecikmeyi nasıl azaltabilirsiniz? JavaScript dosyalarının yüklenmesini ertelemek, gereksiz kodları kaldırmak ve web worker gibi teknikleri kullanmak ilk adımlar olabilir. Özellikle kurumsal sitelerde, yoğun veri ile çalışan arayüzlerin daha hafif ve verimli hale getirilmesi şarttır.

Cumulative Layout Shift (CLS) – Kümülatif Yerleşim Kayması

Cumulative Layout Shift (CLS), sayfa içeriğinin yükleme sırasında ne kadar oynadığını ölçen bir metriktir. Kullanıcı bir linke tıklamak isterken sayfa kayar ve istemediği bir şeye tıklarsa bu kötü bir deneyimdir. Google, bu tür yerleşim kaymalarını minimize etmeyi önerir.

İdeal CLS değeri 0.1’in altında olmalıdır. 0.1 – 0.25 arası kabul edilebilir sayılabilirken, 0.25 üzeri kullanıcı deneyimini bozan, olumsuz bir gösterge olarak değerlendirilir.

Özellikle haber siteleri veya dinamik içerik sunan kurumsal platformlar, reklamlar veya geç yüklenen görseller nedeniyle bu sorunla sık karşılaşabilir. Bir kullanıcı bir makaleyi okumaya başlarken aniden kayan bir görsel ya da reklam, hem dikkat dağınıklığına hem de marka prestiji kaybına neden olabilir.

CLS değerini düşürmek için yapmanız gerekenler arasında boyutları önceden tanımlanmış görseller kullanmak, font değişimlerinin animasyonla yapılmaması ve asenkron reklam yüklemeleri sırasında sabit boşluk bırakılması gibi yöntemler yer alır.

Core Web Vitals Verilerinin SEO ve Marka Değeri Açısından Önemi

Core Web Vitals metrikleri yalnızca teknik iyileştirme hedefi değildir; SEO başarısı ve kullanıcı memnuniyeti açısından da kritik öneme sahiptir. Google, bu metrikleri sıralama kriteri olarak kullanmaya başlamıştır. Yani LCP, FID ve CLS değerleri doğrudan arama motoru sonuçlarında sizi rakiplerinizin önüne geçirebilir ya da geri bırakabilir.

Peki bu değerler kötü ise ne olur? Sayfanız geç yüklenir, kullanıcı tıklamalara geç yanıt alır ve içerik sağa sola kayarsa, kullanıcı deneyimi düşer. Bunun sonucu olarak hemen çıkma oranları artar, sayfa görüntülenme süresi azalır ve dönüşüm oranlarınız dramatik biçimde düşer.

Kurumsal bir marka için bu durum yalnızca teknik bir sorun değildir; dijital itibarın zedelenmesine, potansiyel müşteri kaybına ve uzun vadede marka değeri kaybına yol açar.

Markanız için web performansının önemi hiç bu kadar belirgin olmamıştı. Web sitenizin kullanıcı dostu, hızlı ve istikrarlı olması sadece Google’ın gözünde değil, müşterinizin gözünde de sizi güçlü kılar. SEO, dönüşüm optimizasyonu ve dijital marka imajı artık teknik altyapınızın doğrudan yansıması haline gelmiştir.

Bu nedenle; Core Web Vitals verilerinizi düzenli olarak ölçümlemeli, performans testleri yapmalı ve stratejik olarak sürekli iyileştirme döngüsüne girmelisiniz.

Core Web Vitals İyileştirme Stratejileri ve Öneriler

Web performansı artık sadece geliştirici ekibin değil, tüm dijital pazarlama ve marka yönetimi ekiplerinin sorumluluğunda olmalıdır. Kurumsal yapıların dijital başarıyı sürdürülebilir kılması için aşağıdaki adımlar kritik önemdedir:

• Performans Testleri: Lighthouse, PageSpeed Insights ve WebPageTest araçları ile düzenli analiz yapılmalıdır.
• Öncelikli Kaynak Yönetimi: Kritik CSS ve JavaScript dosyaları geciktirilmeden yüklenmeli, geri kalanlar ertelenmelidir.
• CDN Kullanımı: İçerik Dağıtım Ağı (CDN) ile kullanıcıya daha yakın sunuculardan içerik aktarımı yapılmalıdır.
• Resim ve Video Optimizasyonu: WebP formatı, lazy loading ve responsive media tercih edilmelidir.
• Font Yükleme Yönetimi: FOUT/FOIT problemleri önlenmeli, font-display swap kullanımı teşvik edilmelidir.

Unutmayın, bu iyileştirme adımları yalnızca sayfa hızınızı artırmakla kalmaz, aynı zamanda ziyaretçilerin sitede kalma süresini de doğrudan etkiler. Ziyaretçi daha memnun kalır, daha fazla sayfa gezer ve dönüşüm oranları artar.

Sizce kullanıcı ilk izlenimi nasıl alıyor? İlk saniyelerde hızlı bir açılış mı, yoksa yavaş bir sayfa mı? Core Web Vitals buna doğrudan cevap veriyor. Bu yüzden, web stratejinizi bu verilere göre yeniden yapılandırmak artık bir tercih değil, zorunluluktur.